Osmangazi Belediyesi’nin restorasyon çalışmalarının ardından Bursa’nın yeni eğitim ve kültür merkezi olan Şadırvanlı Han, birbirinden önemli akademik buluşmalara ev sahipliği yapıyor.

Özellikle üniversite öğrencilerinin büyük ilgi gösterdiği programda Prof. Dr. Emre, hayatın en basit anlamıyla bir zaman ile mekan karşılaşmasının ürünü olduğunu, insan ruhunun zamanı, bedeninin ise mekanı karşıladığını söyleyerek şöyle devam etti:

“İnsan doğduğunda neredeyse nesnenin aynısıdır. Belki de bu yüzden beden için cisim kökünden türeyen cismaniyet yakıştırması yapılır ancak bu cismaniyete zaman şöyle bir dokunur ve ışığın tohumla buluşup onu çatlatması benzeri bir filizlenme kendisini gösterir, insani vasıflar gelişmeye başlar. Bu bir yönüyle fizyolojinin tahkimi, öteki yönüyle de bir karakter oluşumudur. Bununla birlikte bu karakterin tam anlamıyla tamamlanabilmesi için insanın birtakım değerlerle buluşması gerekir.”

Yarım kalmışlığın öze aykırı olduğunu söyleyen Emre, doğumdan ölüme dek süren insan yaşamındaki olgunlaşma sürecini tohumun filizlenip ağaca dönüşmesine ancak ondan sonra meyve vermesine benzeterek, olgunlaşmanın önemi üzerinde durdu. “Sanatla ve edebiyatla buluşmayan hiç kimse ‘insan’ aşamasına geçmiş olamaz” diyen Emre, “İnsanı bitkilerden ve hayvanlardan farklı kılan en temel noktalardan biri kendini ve doğayı tanıma özelliğidir. Tanıdığınız şeyin düşmanı olmazsınız” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. İsmet Emre, edebiyatın yakından bakmayı sağladığının altını çizerek, şiddetten uzak bir dünyaya edebiyatla ulaşabileceğimizi de sözlerine ekledi.

Programın sonunda fizyonomi hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Emre’nin hayata dair zengin içerikli konuşması, lisans ve lisansüstü öğrencileri başta olmak üzere Bursalılar tarafından büyük ilgi gördü.