Mazars, bankacılık sektörünün değerlendirildiği “Sorumluluk sahibi bankacılık pratikleri 2021” raporunu yayınladı. Rapora göre sorumluluk sahibi ürünler sunan bankalar geçen sene ortalama yüzde 47 iken bu sene yüzde 82 oldu.

Uluslararası vergi, denetim, muhasebe ve danışmanlık şirketi Mazars, Avrupa, Afrika, Amerikalar, Asya-Pasifik’te 37 bankanın sürdürülebilirlik pratiklerini değerlendirdiği “Sorumluluk sahibi bankacılık pratikleri 2021” adlı küresel raporunu yayınladı.

Bankacılık sektörünün sürdürülebilirlik konusunda fırsatları ve riskleri yaygın bir biçimde ele alındığı rapora göre, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için gereken uygulamaların tamamen hayata geçirilmesi hala üzerine çalışılması gereken bir alan olmayı sürdürüyor.

BANKALAR SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ALANINDA CİDDİ İLERLEME KAYDETTİ

Mazars Ortağı Leila Kamdem-Fotso bankalardaki sürdürülebilirlik ile ilgili değerlendirmede bulunarak, “Bankaların giderek pratiklerini daha da sürdürülebilir hale getirme taahhüdüne sahip oldukları açıkça görülüyor. İlk araştırmamızdan beri bu alanda ilerleme kaydedildi. Bulgularımız umut verici ama yapılması gereken işleri de ortaya koyuyorlar. Bankaların sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için özellikle iklim risk idaresi ve açıklamaları açısından gereken uygulamaları tam manasıyla hayata geçirmeleri gerekiyor. Bunu gerçekleştirmenin bir yolu da kullanılan yöntemleri geliştirmek ve doğacak iklim-temelli etkilerin nicel verilerini raporlarda daha iyi belirtmek. Bu alanda olumlu gelişmeler bankaların küresel ekonomi için daha sürdürülebilir bir gelecek şekillendirme rolünü tam manasıyla oynamalarına izin verecektir” diye konuştu.

DEĞERLENDİRİLEN BANKALARDA RASTLANILAN BULGULAR

Küresel incelemede değerlendirilen bankalarda rastlanan bulguların detayları ilgili de şu bilgi veren Leila Kamdem-Fotso, “Sürdürülebilirlik kültürü geliştirme ve bunun için üst düzey pozisyonlarda bulunanlara sorumluluk verme. Ortalamada bankaların yüzde 74’ü sürdürülebilirlik kültürü geliştirmek için önlemler aldı ve idari yapısını buna uygun hale getirdi. Bu rakam geçen sene yüzde 49 idi. Ancak yönetim kurulunun seçilmesinde Çevre, Toplum ve Yönetim

yeteneklerinin entegrasyonu ve mükafatlandırmanın belirlenmesinde Çevre, Toplum ve Yönetim performansının ölçülmesi hala pek sık rastlanan uygulamalar değil. Sürdürülebilirlik açısından SMART hedeflerine, özellikle de iklime-ilişkin hedeflere bağlı kalma. Paris Anlaşması’na stratejik uyum yöntemleri ilgi gördü. Bankaların yüzde 51’i finans portföylerini Paris Anlaşması’nın amaçlarına uygun hale getirmek için PACTA yöntemini deniyor. Ancak bu durum henüz bankaların iklim nötrlüğüne dair resmi taahhütlerine yansımadı” dedi.

Leila Kamdem-Fotso, sözlerine şöyle devam etti:

“Daha geniş Çevre, Toplum ve Yönetim risklerine nazaran çevresel riskler konusunda daha ileri risk idare uygulamaları benimsendi. Bunların çoğu iklim senaryosu incelemesi yetileri içeriyor. Ancak iklim değişiminin bankalara mali etkisini ölçmek hala zor, zira bu konuda nicel bilgi eksikliği mevcut. Bankaların sadece yüzde 22’si maddi iklim risklerine dair nicel veri sağlıyor. Çoğu iklim hedeflerine odaklanan sürdürülebilir raporlandırma standartlarının CDF ve TCFD önerileriyle birlikte uygulanması en yaygın görülen yöntem. Metriksler ve hedefler söz konusu olduğunda sera gazı emisyonları en çok raporlandırılan unsur. 3’üncü ölçekte yer alan sera gazı emisyonları ise raporlandırma açısından ciddi bir zorluk doğuruyor. Bankaların sadece yüzde 11’i finans etkinliklerine ilişkin konuları açıklıyor. Bireylere dönük tekliflerden daha olgun kurumsal teklifler sunuyorlar ve ekonomik veya sosyal ürünlerden çok iklim ve çevre ürünleri yaygın olarak görülüyor. Örneğin bankaların yüzde 78’inin yeşil tahvil teklifi var ancak sadece yüzde 32’sinin bireylere dönük yeşil ürünleri var. Bankaların tekliflerini karşılaştırmak standart rapor çerçeveleri olmadığından hala zor.”

FRANSIZ VE İNGİLİZ BANKALARI İLERLEME KAYDEDİYOR

Bu sonuçların 2020 değerlendirmesi ile karşılaştırıldığında bankaların incelenen bütün sürdürülebilir finans alanlarında ilerleme kaydettiğini dile getiren Leila Kamdem-Fotso, “Sorumluluk sahibi bir ürün geliştiren bankaların ortalaması artık yüzde 82. Geçen sene bu rakam yüzde 47 idi. Bankaların yarısından biraz fazlası sürdürülebilirlik kültürü geliştirdi ve idari yapısını buna göre güncelledi. Çevre, Toplum ve Yönetim raporlandırma standartlarına uygun hale getiren banka sayısı da yüzde 45 oranında artış gösterdi. Çevre, Toplum Yönetim ve iklim kriterlerini risk idare çerçevelerine dahil etmek ve sürdürülebilirlik stratejileri uygulamak gibi alanlarda açık gecikmeler var. Fransız ve İngiliz

bankaları kültür, yönetim, strateji ve teklif konusunda başı çekiyor” ifadelerini kullandı.

Fransız ve İngiliz bankalarının kültür, yönetim, strateji ve sorumluluk sahibi ürün tekliflerinde başı çektiğini dile getiren Leila Kamdem-Fotso, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Her iki ülkenin bankaları, açıklamalarını Çevre, Toplum ve Yönetim raporlandırma standartlarına uygun hale getirme ve ÇTY risklerini risk idare çerçevelerine dahil etme konularında yüksek puanlara sahip. İklim senaryosu incelemelerinin risk idaresi amacıyla ve açıklamalarda kullanılması konularında ise kendilerini geliştirmelerini gerekiyor. Bank of England, Banque de France ve Avrupa Merkez Bankası bu alanlara daha fazla odaklanmaya başladı.”

“SORUMLU ÜRÜN TEKLİFİNDE İYİ PERFORMANS GÖSTERİYORLAR”

Kuzey Amerika bankalarının yönetim, strateji, Çevre Toplum ve Yönetim açıklamaları ve sorumlu ürün teklifi gibi alanlarda iyi performans gösterdiğini kaydeden Leila Kamdem-Fotso, “Kuzey Amerika bankaları Çevre Toplum ve Yönetim açıklamalarının entegrasyonu konusunda da başarılı oldu ve ortalamada Fransız ve İngiliz bankalarını geçti. Fransız ve İngiliz bankalarının Çevre Toplum ve Yönetim risklerini risk idare çerçevelerine dahil etme konusunda daha çok çalışması gerekiyor” dedi.

GÜNEY AMERİKA BANKALARI YÖNETİM VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKTE ÖN PLANDA

Güney Amerika bankalarının yönetim ve sürdürülebilirlik alanlarında iyi performans gösterdiğini söyleyen Leila Kamdem-Fotso, ancak iklim riskleri dahil olmak üzere Çevre Toplum ve Yönetim risklerini risk idare çerçevelerine dahil etme ve sorumluluk sahibi ürün sunma konularında daha çok çalışmaları gerektiğini belirtti.

ASYA-PASİFİK BANKALARI ÜRÜN TEKLİFİ ALANINDA BAŞARILI

Asya Pasifik bankalarının özellikle sorumluluk sahibi ürün sunma konusunda iyi iş çıkardığını aktaran Leila Kamdem-Fotso, “Bu bankaların üçte ikisi, bütün iş kollarında sürdürülebilir hizmetler ve ürünler sunuyor. Bölgenin toplam skorunun strateji, risk idaresi ve açıklamalar konusunda ilerlemesi gerekiyor. Hong Kong, Yeni Zelanda ve Avustralya’da, yeni bir mevzuatla iklim direnci ve verimli açıklamalar alanında ilerleme kaydedilmesi bekleniyor. Bunun

sonucunda sürdürülebilirliğe daha sistemik bir yaklaşım geliştirilmesi hedefleniyor” diye konuştu.