Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü’nün düzenlediği ve edebiyat tutkunlarının ilgiyle takip ettiği “Şairin Şiir Evreni”ne, yazar ve şair Gülsüm Cengiz konuk oldu. Nilüfer Sanat youtube kanalında canlı olarak gerçekleştirilen ve Tahir Şilkan’ın sorularıyla eşlik ettiği söyleşide Gülsüm Cengiz, edebiyat ve şiir yaşamını katılımcılarla paylaştı.

Sözlerine, “Edebiyat yaşam içindir ve edebiyat yaşamın iz düşümüdür” diyerek başlayan Gülsüm Cengiz, edebiyatının merkezinde yaşam, insan ve doğa olduğunu vurguladı. Cengiz, “Edebiyata okur olarak başladım. İlk şiirlerim toplumsal ve insan duyarlılığımın daha fazla olduğu döneme rastlar. O nedenle ben yaşamdan kaynaklanan ve yaşamdan beslenen bir edebiyat diyorum. Yaşamdan beslenen yapıtlar insanların hayatına dokunuyor. Yaşamda karşılığını görüyor” diye konuştu.

Çocukluğunun Kuzguncuk’ta geçtiğini ve o dönemde farklı kültürden insanların saygı ve sevgi içinde bir arada yaşadığını belirten Gülsüm Cengiz, “Bu, benim insan kimliğimi oluşturdu. Yaşamın hiçbir döneminde ayrımcı olmadım. Şiirlerimde de bu kendini gösterir. Kuzguncuk benim için çok önemli. ‘Boğazdaki mutlu çocuk Kuzguncuk’ kitabıma da ismini buradan verdim” ifadelerini kullandı.

Çocuk ve gençlik edebiyatı serüvenine de değinen Gülsüm Cengiz, “Çocukların okuduğu kitaplarda dil ve içerik açısından sıkıntılar içerdiğini gördüm” diyerek eserler üretmeye başladığını söyledi.

Şiire ilk başladığı dönemde Nâzım Hikmet’in eserleriyle karşılaştığını ve bundan etkilendiğini belirten Cengiz, usta şairin “Memleketimden insan manzaraları” eseri için “O, benim öğretmenim, okulum oldu” ifadelerini kullandı. Gülsüm Cengiz, şöyle devam etti: “Belli bir süre herkes etkilenir. Nâzım Hikmet gibi şiirler yazdım ama sonra ‘Bu benim şiirim değil’ diye onları bir kenara koydum. Ardından kendi sesimi, kendi söyleyişimi buldum. Sennur Sezer’in, Kemal Özer’in ve edebiyat öğretmenlerimin birikimlerinden faydalandım. Asım Bezirci’nin Varlık Dergisi’nde yayınlanan ‘Güle de Sümbüle de’ yazısı, şair kimliğimi oluşturan şeylerden biridir. Her zaman paylaşımcı olmaya çalıştım.”

Okumanın ve araştırmanın önemine değinen Gülsüm Cengiz, “Okumadan, araştırmadan

olmaz. Acele etmemek gerekir. İlk şiir kitabım çıktığında 35 yaşındaydım. Birikim, dünya görüşü, düşünce yapısı, olaylara hangi pencereden bakıldığı çok önemli. Sadece bireysel sorunlarla değil, dünya, çevre, insan, doğa sorunlarına ve toplumsal sorunlara da ilgi gösterilmeli ve duyarlı olunmalı. Ortaya çıkan, yazdığınız ilk satır asla şiir olmaz. Bir şiirimi, sonundaki dizeyi yakalayamadığım için 2,5 yılda bitirdiğimi biliyorum” diyerek genç şairlere de tavsiyelerde bulundu.

Cengiz, “Kayaköy’de” adlı şiirini de katılımcılar için okudu.