İki insan, aynı ya da birbirine yakın frekansta iseler ancak
ortak bir şeylere sahip olur ya da yan yana gelebilirler.
Bunun dış görünüş, kültürel geçmiş, eğitim, deri rengi, mali durum, ülke, ilgi vs. ile en ufak bir ilgisi yoktur.
İki insan ancak aynı frekansa sahipse, yan yana gelir ve birlikte olurlar.
Bu yüzden arkadaşlar yan yana gelirler.
Yine bu yüzden
en yakın arkadaşlar ve eşler birbirlerinden ayrılırlar.
Aralarından birinin frekansı yükselir; diğeri aynı kalırsa, ikinci kişi diğerinin hologramından düşer.
Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar,
diğerinin frekans aralığının dışına düştüğünden bağlantı kuramazlar.
Hiç düşündünüz mü, okuldan bazı arkadaşlarınız artık arkadaşınız değildir
ve onlarla hiç bir bağlantınız yoktur?
Çünkü frekansınız değişmiştir ve literal anlamda onları “GÖ RE Mİ YOR SU NUZ DUR” artık.
Bizler gerçeği, şimdiki kitlesel bilincimizin odaklandığı bir alt boyutta var olan frekans bantlarının titreşimlerinin alt frekanslarının içinde olan kolektif kitlelerin düşünce formları şekliyle algılayabiliyoruz.
Yani örneğin DNA sarmallarınızın 5 tanesi aktive olmuşsa
ve bilinçliliğiniz beşinci boyuttaysa düşünce formlarının
4. Boyuttaki gibi yoğun (katı) olduğunu görürsünüz.
Bu yüzden farklı insanlar, yaşamı bütünüyle birbirlerinden farklı algılarlar.
Bilinç ve DNA aktivasyon düzeyi farklılıkları yüzünden…
Düşünün bakalım dışarıdaki gerçekten tuhaf kombinasyon oluşturan çiftleri, asla yan yana gelmelerini hayal bile edemeyeceğiniz insanlar birliktedirler.
BİRLİKTEDİRLER ÇÜNKÜ AYNI FREKANSTADIRLAR.
Konuya frekans açısından bakarsanız;
kendinizin de neden artık bir takım insanlarla birlikte olmadığınızı görürsünüz
ve ilişki “yürümüyorsa” kendinizi kötü hissetmek zorunda kalmazsınız.
Eğer frekansları uyumlu değilse 2 kişi yan yana duramaz.
Aynı şekilde eğer rezone olmadığınız bir çevrede çalışıyorsanız, orada fazla kalamazsınız.
Gerçekten de o çevre ve oradaki insanlarla aynı titreşimde salınmadığınızı hissedersiniz
ve sonunda sizin oradan ayrılmanızı gerektirecek bir olay vuku bulur....