Esenler Belediyesi, Türk edebiyatının usta ismi, şair ve yazar Ahmet Hamdi Tanpınar’ı doğumunun 120.yılında özel bir programla andı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Ahmet Hamdi Tanpınar Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde gerçekleşen programa, Tanpınar ile ilgili pek çok çalışmaya imza atan Prof. Dr. Handan İnci ile İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Uçman konuk oldu. Programa ayrıca Asım Gültekin Dergicilik Okulu öğrencileri katıldı ve konuklara Tanpınar ile ilgili merak ettikleri soruları yöneltti. Program, Şehir Ekranı TV ekranlarında izleyiciyle buluştu.

“KOMPLEKS BİR BİRİKİMİ VAR”

Ahmet Hamdi Tanpınar’ı lise yıllarından sonra tanımaya başladığını belirten Prof. Dr. Abdullah Uçman, “Lise edebiyat kitabımızda sadece Tanpınar’ın ‘Selam olsun’ adlı şiiri vardı. Yani biz Tanpınar’ı o dönemlerde tanımıyorduk.  Fakülteye geldikten sonra rahmetli Mehmet Kaplan hocamız ilk dersten itibaren sürekli Tanpınar’ın çok büyük bir şahsiyet olduğunu özellikle onun ‘Huzur’ adlı romanını hepimizin okuması gerektiği söyledi. 70’li yıllarda Tanpınar’ın Remzi Kitabevi’nde basılan ‘Huzur’ ve ‘Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ romanları maalesef işportaya düşmüştü. Biz de arkadaş grubumuzla Huzur’u aldık ve okuduk. Ama bu eser, lise yıllarında okuduğumuz ne Eylül romanına ne Çalıkuşu’na ne de Yaban romanına benziyordu. Daha sonraki yıllarda anladık ki Huzur’un tadına varabilmek için İstanbul’u yani tarihi, mimari eserleri ve az olsa Klasik Türk müziğini bilmek gerekiyordu. Tanpınar’ın romanlarını ve diğer eserlerini okuduğumuz zaman farklı bir kültürel birikiminin ve muazzam bir hafızasının olduğunu görüyoruz. Tanpınar’ın kompleks bir birikimi var. Böyle bir birikimi olmayan okuyucular için Tanpınar’ı anlamak zordur” şeklinde konuştu.

“AMACIMIZ ŞEHRİ EMANET EDECEĞİMİZ NESİLLER OLUŞTURMAK”

Ahmet Hamdi Tanpınar Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin kuruluş misyonunu anlatan Prof. Dr. Handan İnci, şunları kaydetti:

“Merkezin hedefi sadece Tanpınar’a odaklanmak değil. Onun çevresini de ele almak. Çünkü Tanpınar bir dokunun ürünü. Onun çağdaşları da son derece önemli. Tanpınar tek taraflı ele alınabilecek biri değil. Merkezimizde özellikle misyon olarak dikkat çekmek istediğimiz nokta, Tanpınar’ın arşivine dikkat çekmenin yanı sıra İstanbul’u emanet edecek yeni kuşaklar oluşturmak. Ben İstanbul’un değerini Tanpınar’ın kitaplarını okuyarak anladım. Fakat Tanpınar bana İstanbul’u birebir anlatmadı, bir hayal olarak anlattı. Bana ‘İstanbul’a bak, burası önemli bir şehir’ dedi. İstanbul’un sadece bir şehir olmadığını gösterdi."

İnci, programda İstanbul Edebiyat Coğrafyası projesine de değinerek “Tanpınar’ın vefat ettiği eve Beyoğlu Belediyesi ile ‘Tanpınar bu evde yaşadı ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nü bu evde yazdı’ diye bir tabela astık. Şimdi ise Fatih Belediyesi ile onun doğduğu eve (yerinde yok şu an) küçük bir işaret koymak istiyoruz, “Tanpınar burada doğdu” diye. Bunun da müjdesini buradan vermiş olayım” ifadelerini kullandı.