Yaptığımız izleme çalışması müsilajın parçalanma sürecinde bakterilerin etkisi (ciddi anlamda bakteriyolojik olarak bu müsilaj aynı bir besiyeri gibi çalışıp parçalanıyor) bu parçalanıp da yok olduktan sonra geriye çok büyük bir biyokütle kalacak. O da bundan sonraki felaketi doğuracak.”

Marmara Denizi Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi Projesi (MAREM) ekibini lideri hidrolog M. Levent Artüz, Marmara Denizi’nin durumu ile ilgili Mudanya’da açıklamalar yaptı.

6 Ocak tarihinden beri Marmara Denizi’nde çalışmalar yaptıklarını, “En son Ağustos ayı sonu Eylül ayı 15’i arasındaki çalışmayı yaptıktan sonra Tekirdağ’da izleme laboratuvarı kurduk. O da aşağı yukarı bir sene boyunca çalışacak. Esas problem müsilaj değil, esas problem Marmara Denizi’nin kirletiliyor olması.

Biz de ağırlıkla kirletiliyor olması üzerine çalışmalarımızı yapıyoruz. Müsilaja benzer olgularla her zaman karşılaştık bundan sonra da karşılaşacağız. Bu kaçınılmaz bir durum. Çünkü biz tavrımızı değiştirmeden gün geçtikçe artan bir şekilde Marmara Denizi’ni kirletmeye devam ediyoruz.

Yaptığımız izleme çalışması da müsilajın parçalanma sürecinde bakterilerin etkisi (ki ciddi anlamda bakteriyolojik olarak bu müsilaj aynı bir besiyeri gibi çalışıp parçalanıyor) bu parçalanıp da yok olduktan sonra geriye çok büyük bir biyokütle kalacak. O da bundan sonraki felaketi doğuracak. Onun ne olacağını şu an itibari ile bilemiyoruz.”

Marmara Denizi’nin Tekirdağ kıyılarında denizanası istilası, “Marmara Denizi’nde bu tür olgularla her zaman karşılaşıyoruz. Müsilaj gibi belirli türlerin fert adetlerinde çok ciddi artışlar oluyor.

Onlar da kırıma uğrayıp ölüyorlar. Biz bunu Kumburgaz’da yengeçlerin ölüp karaya vurmasıyla, Tekirdağ Hoşköy’de balıkların karaya vurmasıyla, Bolayır’ın alt tarafında pelajik balıkların karaya vurmasını gördük ve görüyoruz. Bu süreç içerisinde yadırganmayacak bir olay ama kirlenme süreci ciddi anlamda tam gaz devam ediyor.”