Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yapılan çalışmada 2050 yılında dünyada 300 milyon insanın açlıkla mücadele etmek zorunda olacağını ortaya koydu. Dünya nüfus artışı ve iklim değişikliği nedeniyle günümüzde daha dikkat çeker hale gelen ‘sürdürülebilir beslenme’ hakkında açıklamalar yapan Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Ayşe Huri Özkarabulut, “Dünya çapında artan nüfus ve gıda israfı gelecek nesiller için büyük bir tehdit oluşturuyor” dedi.

Sürdürülebilir beslenmenin güvenilir, sağlıklı, besleyici ve çevresel etkisinin düşük olması gerektiğini ifade eden İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Huri Özkarabulut, “Bu beslenme tarzı ekonomik, herkesin ulaşabildiği, kültürel açıdan benimsenebilir, adil, gıda güvenliğine katkısı olan ve nesillerin devam edebilmesi için elzem olan yaşam şeklidir. Değişen beslenme şekilleri ihtiyacımız olan protein miktarından çok daha fazlasının tüketilmesine neden olmaya başlamıştır” diye konuştu.

“DÜNYA ORTALAMASI 68 GRAMA ULAŞTI”

Sağlıklı bir yetişkinin tüketmesi gereken 56 gram protein sınırının 2009 itibari ile aşıldığına dikkat çeken Dr. Özkarabulut, “Dünya ortalaması 68 grama ulaştı. Dünya Kaynakları Enstitüsü 2016, ‘Sürdürülebilir Gıda Geleceği için Beslenme Şeklini Değiştirmek’ raporuna göre; tüketicilerin beslenme seçimlerindeki küçük değişimler, çevre problemlerinin azalması ve tarımsal kaynak kullanımı gibi büyük etkiler oluşturabilir” ifadelerini kullandı.

“BİTKİSEL PROTEİN KAYNAKLARINI TERCİH EDİN”

Yeterli ve dengeli beslenilmesi gerektiğini belirten Dr. Özkarabulut, şu önerilerde bulundu:

“Hayvansal kaynaklı proteinlerin (yumurta, et, süt) yerine bitkisel protein kaynaklarını tercih edin. Günde en az 5 porsiyon sebze meyve tüketmeye özen gösterin. Baklagillerin, tam tahılların, fındık, ceviz veya badem gibi yağlı tohumların tüketimini arttırın. Sürdürülebilir balıkçılık ile avlanmış balıkları tercih edin. Sebze ve meyveleri mevsiminde tüketin. Sağlıklı bir yaşam sürmek içinde, ideal kiloya inin. Beslenme alışkanlığınız sürdürülebilir olsun.”

“DİYET PSİKOLOJİSİNDEN ÇIKIN”

Sürdürülebilir beslenme alışkanlığı kazanılması için diyet psikolojisinden çıkılması gerektiğine vurgu yapan Dr. Özkarabulut, “Kendi sağlığınız, hayatınız için bir şeyler yaptığınızı düşünün. Yemek için değil yaşamak için öğünlerinizi ayarlayın. Diyet size gün içinde acıkma hissi yaşatmamalı. Diyette yasak olmaz, önemli olan ne kadar tüketildiği ve ne sıklıkla tüketildiğidir. Beslenme günlüğü tutmaya çalışın, gün içi besin takibi için en etkili yöntemdir. Yerel besinleri tüketmeye ve yerli üreticilerden alışveriş yapmaya özen gösterin. Satın aldığınız besinleri doğru koşullarda saklayın. Hiçbir besini israf etmeyin. Besinlerin sularını veya sap, yaprak gibi kısımlarını değerlendirin” diyerek sözlerine son verdi.