Bursa Şehir Hastanesi İnme Merkezi Sorumlusu Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Suat Kamışlı, inme hastalığı ve inme merkezinde yapılan çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Dünyada her yıl 17 milyon kişinin inme geçirdiğini ve yaklaşık 6 milyon kişinin ise inme nedeniyle yaşamını yitirdiğini, Ülkemizde yılda 140 bin kişinin inme geçirdiği ve 40.000 kişinin inme nedeniyle yaşamını yitirdiğini söyledi.

İnmenin beyin, omurilik ya da gözde kan akımının bozulmasına bağlı gelişen iskemi sonucunda ortaya çıkan ve nörolojik fonksiyonların ani, hızlı, ilerleyici bozulmasına neden olan bir hastalık olduğunu, “İnme bu haliyle dünyada 1. sırada sakatlık ve 4. Sıradaki ölüm sebebidir. Toplumun yaşlanmasının inme nedeniyle gerçekleşecek ölüm ve sakat kalma oranlarını daha çok arttıracağı tahmin ediliyor.”

Bu belirtilere dikkat

“En sık görülen belirtiler arasında ani gelişen konuşma bozukluğu, tek taraflı kol ya da bacakta gelişen güçsüzlük ya da uyuşukluk, yüzde özellikle ağız bölgesinde kayma, yürüme güçlüğü, görme kaybının yer alıyor. İnme belirtilerin bir ya da birkaçının ani olarak ortaya çıkması durumunda hasta ya da hasta yakınları 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aramalılar.

112 Acil Çağrı Merkezi inme riski olan hastayı, en kısa zamanda inme merkezi bulunan hastaneye götürecek ve hastanın tedavisine başlanılacaktır. Hastalara inme merkezlerinde erken müdahale edilmesi durumunda, ölüm oranlarında belirgin bir düşüş olmasının yanı sıra kaybedilen fonksiyonların geri kazanım oranlarında önemli artış olabiliyor.”

İnmeyi tetikleyen risk faktörlerini ortadan kaldırılmalı

İnmeden korunmanın en iyi yolunun inmeyi tedavi etmek değil ortaya çıkmasını önlemek olduğunu, “İnme büyük oranda önlenebilir bir hastalıktır. İnme için risk faktörlerinin % 90’nını oluşturan ve değiştirilebilen risk faktörleri başlığı altında toplanan fiziksel inaktivite, dislipidemi, hipertansiyon, obezite, diyabet, sigara, metabolik sendrom, atrial fibrilasyon, koroner arter ve diğer kalp hastalıkları ve karotis arter hastalıklarından oluşan 10 risk faktörünün tanınması ve tedavi edilmesi ile inme geçirilmesini büyük oranda azaltmak mümkündür.”

İlk 4,5 saat önemli

"İnme tedavi edilebilir bir hastalıktır. Günümüzde iki farklı tedavi yöntemi bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, inmeye sebep olan kan damarlarındaki pıhtıyı eriterek ortadan kaldıran ve damardan verilen doku plazminojen aktivatörü (tPA) isimli ilaç, diğeri ise inmeye neden olan damar içindeki pıhtının anjioterapi denilen yöntemlerle direkt olarak çıkarılması yöntemi ile yapılmaktadır.

Her 2 tedavi yönteminin inme hastalarına uygulanabilmesinin ilk şartı tPA için, inme belirtilerinin başlamasından itibaren özellikle ilk 1.5 saat olmak üzere ilk 4.5 saat içerisinde, anjioterapi yöntemleri için özellikle ilk 6 saat olmak üzere ilk 24 saat içerisinde hastaların uygun sağlık kuruluşuna ulaşması gerekmektedir.

Her iki tedavi yöntemi inme hastalarında ne kadar erken uygulanırsa, o kadar etkilidir. Tüm inme hastalarının sadece % 5 i tPA, %2,5 kadarı anjioterapi yöntemlerinden faydalanabilmektedirler. İnmenin bilinirliğinin arttırılması önemli. İnme konusunda toplumsal farkındalığın oluşturulmasına çok erken yaşta başlanılmalı ve hasta yakınlarının inme nedeni ile ortaya çıkan belirtileri tanıyarak, hastaların hızlı ve uygun sağlık kuruluşuna ulaştırılması son derece de önemlidir".