Virüs bulaştığı halde HES kodu ile tespit edilemeyen gizli taşıyıcıların Kovid-19’un ilk versiyonunun da mutant virüslerin de her yerde hızla yayılmasına yol açtığını söyleyen uzmanlara göre karantina süresinin test sonucu negatif çıkana kadar sürmesi gerekiyor.

Dünyada ve Türkiye’de Kovid-19’a karşı aşı uygulamaları giderek yayılıyor. Ayrıca bulaşmayı önleyici tedbirler de tüm dünyada devam ediyor. Ancak alınan tüm önlemlere rağmen gerek Kovid-19 kaynaklı ölümler gerekse virüse yakalananların sayısı gün geçtikçe artıyor. Dünyada toplam vaka sayısı 130 milyona ve ölüm sayısı 3 milyona yaklaşmışken, Türkiye’de ise vaka sayısı 3.2 milyon kişiyi, ölenlerin sayısı ise 31 bini aşmış durumda.

“KARANTİNASI BİTSE DE BULAŞTIRICI”

Aşı geliştirme çalışmalarını yaygınlaştıran bilim insanları, bir yandan da virüsün bu denli hızla yayılım gösterme nedenleri üzerinde kafa yorarken Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. İpek Ada Alver de, Kovid-19 virüsünün bulaşma hızıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Vücudunda Covid-19’a yol açan virüsü barındıran ya da hastalığı atlatsa bile belirli bir süre enfeksiyonu taşımaya devam eden kişiler bulunduğuna işaret eden Dr. Ada Alver şunları söyledi:

“Kendisinde herhangi bir hastalık belirtisi gözlemlenmeyen, genellikle yüksek oranda enfeksiyonu bulaştırıcı özelliğe sahip bireylere taşıyıcı (portör) bireyler deniliyor. Taşıyıcı olduğu halde belirti göstermeyen bu bireyler test yaptırmayabiliyor. Hastalığa yakalanmış, tedavi görmüş ve atlatmış olsa bile virüsü barındırmaya devam ettiklerinden bu taşıyıcılar karantina sürelerinin bitiminde kalabalık ortamlara karışıp virüsü yaymaya devam edebilirler.”

MUSTASYONUN KAYNAĞI DA GİZLİ TAŞIYICI

Dr. İpek Ada Alver, mutasyonun ve taşıyıcı bireylerin, virüsün bulaştırıcılığını arttırdığına da dikkat çekerek, “Virüs, genetik yapısında meydana gelen değişikliklerle birlikte bağışıklık sistemine karşı daha dirençli hale geliyor. Hastalık belirtileri gözlemlenemediğinden taşıyıcılar test yaptırmıyor. Bu nedenle temaslı filyasyon çalışmaları dışında da belirlenemediğinden HES kodu ile de anlaşılamıyor. Bu nedenle taşıyıcı bireyler kalabalık ortamlara karışabiliyor, seyahat edebiliyor, böylelikle mutasyonlu virüsün rahatlıkla yayılmasını sağlayabiliyorlar” diye konuştu.

GENÇLER VE ÇOCUKLAR AĞIRLIKTA

Gizli taşıyıcı bireylerin Kovid-19 enfeksiyonunun yayılımındaki etkisine değinen Dr. İpek Ada Alver, “Taşıyıcılar arasında özellikle çocuk ve gençlerin durumu önem arz ediyor. İnsanlar komşu, arkadaş ve akraba gibi yakın bireyleri sağlıklı göründüklerinden dolayı enfekte olabileceğinden şüphe etmeden onlarla aynı ortamda rahatlıkla bulunabiliyor. Bu durum da vaka sayılarını hızla arttırıyor. Diğer yandan taşıyıcı bireyler, genellikle immün sistemi güçlü olan çocuklar ve gençlerden oluşuyor. Bu nedenle genellikle çocuklar ve gençlerden oluşan okul ve üniversitelerde yüz yüze eğitimde taşıyıcılık riski daha yüksek olduğundan daha fazla önlem alınması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“TAŞIYICILARIN VARLIĞINI KABULLENMEK GEREKİYOR”

Dr. İpek Ada Alver, vaka sayılarının azalması için öncelikle taşıyıcıların varlığını kabul etmek gerektiğini vurguladı. Alver, “Taşıyıcıların bulaştırıcılığını önlemek için aşılama çalışmaları hızlandırılmalı, filyasyon çalışmalarıyla temaslı bireyler ve taşıyıcılar belirlenmeli. Talep etmesi halinde semptomu olmayanlara da test yapılması gerekir. Karantinadaki bireylere izolasyon süresini doldursa da test sonucu negatif çıkmadan izin verilmemeli. Hastalık belirtisi olsun olmasın maske-mesafe-hijyen kurallarına uymayı da kesinlikle ihmal etmemek gerekiyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.