Bursa, Uludağ Türkiye’nin popüler kayak merkezi arasında. Uludağ Milli Parkı ise doğal güzellikleriyle dünyada öne çıkan alanlardan biri. Ancak Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü’nden Doç. Dr. Gökhan Özsoy’un gerçekleştirdiği araştırma, 35 yılda bölgedeki ekolojik dengenin nasıl tahribata uğradığını gözler önüne serer nitelikte. Uydu verileri ile coğrafi bilgi sistemlerinin algoritmaları kullanılarak son 35 yıllık döneme ilişkin yapılan analizde, Uludağ Milli Parkı sınırları içinde bulunan kayak merkezi ve yakın çevresinde kentleşme ile erozyon artışına bağlı vejetasyonda (birbirine benzer bitki türlerinde) ciddi azalmalar saptandı. Elde edilen verilere göre zirveye yakın kesimlerde su yüzeylerinde de azalma ve çıplak kayalaşma da artış belirlenirken, yıllar içinde şiddetli erozyonların da oluştuğunun altı çizildi. Araştırmada Uludağ Milli Parkı arazilerindeki çıplak kaya, yerleşim ve şiddetli erozyon yüzeylerinin kapladığı alanın 35 yıllık süreçte, yüzde 7.8’den yüzde 13.3’e yükseldiği, aynı süre içinde yüzde 18.7’lik alanı kaplayan alpin çayırlarının ise yüzde 16.6’ye gerilediği tespit edildi. 

54 TÜR TEHLİKEDE

Araştırmada, Uludağ Milli Parkı’nda 30’u Uludağ endemiği olmak üzere toplam 137 endemik tür tespit edildi ve bu türlerin 54’ünün neslinin tehlike altında olduğu belirlendi. Milli parktaki yoğun insan etkisinin izlerinin de haritalandırıldığı araştırmada şu tespitler yer aldı:

“Özellikle Milli park girişinden kayak merkezine ulaşımı gerçekleştiren karayolu zaman içinde büyük ihtimalle yol genişletme ve yoğun kullanım ile daha belirgin hale geldiği görülmektedir. Yolun her iki yanında 1985 yılında orman olarak sınıflandırılmış olan yola komşu arazilerin büyük çoğunluğunun çalı-fundalık sınıfına dönüşmüş olduğu kolaylıkla izlenebilmektedir. Bu yol ile özellikle piknik ve kamp aktiviteleri için insanların yoğun olarak ziyaret ettiği Kirazlıyayla, Sarıalan ve Bakacak mevkiinde çıplak kaya-yerleşim sınıfının zaman içinde arttığı açıkça görülebilmektedir. Son yıllarda yoğun insan aktivitelerinin görüldüğü kayak merkezi doğusu ve güney yamaçları ile göller bölgesi zirveye giden yollar daha da belirgin hale gelmiştir. 

DOLAŞIM ENGELLENMELİ

Kayak merkezi dışında kalan bölgelerde turistlerin serbestçe dolaşmasına, izinsiz ve bireysel doğa yürüyüşlerine çıkmalarına, kamp tescili olmayan yerlerde kaçak kamp kurmalarına izin verilmemelidir. Gezi rotalarının maksimum insan taşıma yoğunluğu araştırılmalı ve buna göre gezi başına düşecek turist sayısından fazla insan kabul edilmemelidir. Ayrıca, insanların gezi sırasında ormanlık veya fundalık alandan yemiş yeme, kamp gibi olgulardan faydalanmak için rotaları terk etmeleri önlenmeli ve rota boyunca vejetasyona (benzer bitki örtüsü) zarar vermemeleri sağlanmalıdır. Zira bu bölgelerde geçmişte alpin çayırların ve ormanların daha yoğun olduğu açıkça haritalardan gözlemlenebilmektedir. Özellikle Sarıalan’ın kuzey batı kesiminde yer alan orman alanının yıllar içinde zayıflayarak çalı-fundalık sınıfına düştüğü görülmektedir. Nilüfer Çayı’nın temiz su sınıfında bulunan Uludağ’daki kaynağının ve onun yakın çevresinin temiz tutulması Nilüfer Çayı’nın geleceği için önemlidir.”