Dünya standartlarında 206 bin metrekare alana kurulu Bursa Hayvanat Bahçesi, hayvanların doğal ortamlarını aratmıyor. Hayvanat bahçesinde günlük takip edilen hayvanlar, daha uzun süre yaşama imkânı buluyor.

AW495520_01

İdarî binalar, hayvan mutfağı, hayvan kliniği ve iyileştirme merkezi, sosyal tesisleri ve eğitim ünitelerinin bulunduğu hayvanat bahçesi, yüzden fazla türde yaklaşık bin 200 hayvana ev sahipliği yapıyor.

AW495520_02

Aslan, zürafa, zebra, leopar, geyik, maymun, boz kurt, lama, lemur, penguen, fok balığı ve kuş türlerinin yer aldığı hayvanat bahçesinde kaplan ve ayının beslenmesi doğal yaşam ortamlarındaki gibi sağlanıyor.

AW495520_03

Tek sıçrayışta eti kaptı

AW495520_04

Direğin üzerine bakıcısı tarafından asılan etin kokusunu alan amur kaplanı, gözüne kestirdiği eti tek hamlede kaptı. Afiyetle etini yiyen kaplan, bu egzersizlerle ormanda yaşamış gibi zinde ve çevik kalıyor.

AW495520_05

Elleriyle koymuş gibi buldular

AW495520_06

Ayıların da balık avı, aynı kaplan gibi saniyeler sürdü. Bakıcılarının toprak altına gizlediği balıkların kokusunu alan ayılar, elleriyle koymuş gibi balıkların yerini buldu.

AW495520_07

Toprağı hızla pençeleriyle kazan ayılar, balığın ortaya çıkmasıyla birbirine tepki gösterdi. Daha sonra diğer balıkları da bulan ayılar, bir köşeye çekilerek avlarını keyifle yedi.

AW495520_08

Hayvanat Bahçesi Koordinatörü Erdem Saker, “Buradaki hayvanlara doğal ortamına uygun hayat sağlıyoruz. Türkiye’deki Avrupa Hayvanat Bahçeleri ve Akvaryumlar Birliği (EAZA) üyesi olan 3 olan hayvanat bahçesinden birisidir.

AW495520_09

Kuruluşundan beri her ay buraya Hollandalı bir danışman gelerek denetimlerini sürdürüyor. Bizler burayı Avrupa Hayvanat Bahçeleri standartlarında kurduk. Bu da şu demek oluyor, hayvanların doğal ortamında yaşamaya uygun alanlar oluşturmak.

Bugün herhangi bir Avrupa Hayvanat Bahçesine gidin, orada aslan nasıl yaşıyorsa, burada da öyle yaşıyordur. Mümkün olduğu kadar o hayvanın doğal yaşam yapısına uygun ortamlar oluşturuluyor.

Meselâ bizim alanımızda ayı suya da giriyor, tırmanıyor da. Beslenirken tabiatta ne yiyorsa ona benzer gıdalar veriliyor. Hangi zamanlarda beslenmesi gerekiyorsa ona göre planlanıyor. Burada bakım daha iyi olduğu için ömürleri de uzun oluyor.”