Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

Türkiye artık siyasi ve güvenlik önceliklerini bizzat kendisi tayin eden bağımsız bir ülkedir. Daha düne kadar bize 'yapamazsınız' dedikleri ne varsa hepsini yaptık yapmayı da sürdürüyoruz. Biz ne yaptığımızı niçin yaptığımızı biliyoruz. Milletimiz gönlünü ferah tutsun. Ödediğimiz her bedele, çektiğimiz her sıkıntıya, sırtlandığımız her yüke değecek parlak bir gelecek bizi bekliyor.

Milletim gönlünü ferah tutsun, çektiğimiz her sıkıntıya değecek parlak bir gelecek bizi bekliyor.

Türkiye artık siyasi ve güvenlik önceliklerini kendisi belirleyen ve uygulayan bağımsız bir ülkedir.

Artık devletin bütün kurumları yazışmalarında 'Turkey' değil 'Türkiye' adını kullanacak. Bundan sonra ülkemizin tüm uluslararası muhatapları, kendi kurum ve kuruluşlarımız, vatandaşlarımız göğüslerini gererek devletlerinin adını Türkiye olarak ifade edebilecektir.

Birileri çevre adına sokakları yakıp yıkarken biz evlatlarımıza daha yeşil bir çevre bırakacak projelere imza attık

Varsın birileri yalanla kendi ülkesinin hayallerini baltalasın. Biz 2053 vizyonumuzu hayata geçirmek için çalışıyoruz.

Ekonomideki programımızın esasını 'hattı müdafaa değil, sathı müdafaa' stratejisi oluşturuyor.

Enflasyon bir sorun mudur? Evet bir sorundur. Ama Türkiye'nin sorunlarının asıl sebebi tek başına bu başlık mıdır? Eğer öyle olsaydı geçmişte sayısız defa uygulanan enflasyonla mücadele programları sayesinde ülkemiz tüm sorunları çözmüş olurdu. Ülkemizde bizim programımıza kadar bu teşhisin kasıtlı olarak yanlış konduğu, yanlış tedavilerin uygulandığı bir gerçektir.

Türkiye ekonomisini belli çizginin üzerine çıkartmayarak yüksek faizle yıllarımız heba edilmiştir. Bu kısır döngünün ilk adımı enflasyonun tanımı ile başlıyor. Batının ekonomi mecralarına göbek bağıyla tabi olanlara göre enflasyon insanların ve kamunun aşırı tüketiminden kaynaklanıyor.

Tüketimi azaltıp, fiyatları düşürmek olarak düşünülüyor. Burada kazanan kim? Tuzu kuru bir kesim. Dışarıdan gelen sıcak para sahibi onlar. Ucuzlaya döviz sebebiyle ülkeyi yabancı tüketim ürünlerin pazarı haline getiren ithalatçıları unutmamak lazım. Peki kaybeden kim? İşsiz ve aşsız kalan, umutları törpülenen milyonlar.

3600 EK GÖSTERGE AÇIKLAMASI

Çalışmayı tamamladık. İlk gündeme geldiğinde öğretmenlerimize polislerimize sağlık çalışanlarımızaydı. Ancak sadece bu kesimler için yapılacak artışın adaltesizliğe yol açacağını gördük. Bunun için tüm memurlarımızın ek gösterlerinde 600 puanlık göstergeye gitmeyi planladık. Önümüzdeki yılbaşından itibaren yararlanılacak.

Genel müdür yardımcılarının ek göstergeleri 3 bin 600'den 4 bin 400'e, şube müdürü, ilçe müdürü seviyesindeki yöneticilerin 2 bin 200'den 3 bine çıkacak. Yapılan artışlar elbette, halen emekli olan kamu görevlilerinin maaşlarına da yansıtılacaktır. En büyük hassasiyetimiz, istihdamı koruyup, gelir kaybını telafi ederek, fırsatçıların önünü keserek insanımızın üzerine kalıcı yük binmesine engel olmaktır. Memurlarımızın maaşlarında küçük de olsa artış sağlamasının ötesinde asıl emekli ikramiyeleri ve emekli maaşlarında ciddi kazanımlar getiriyor."

EK GÖSTERGE NEDİR?

Ek gösterge, kamu görevlilerinin çalışırken maaşlarını, emekli olduklarında ikramiye ve aylıklarını belirleyen en önemli kalemlerden biri.

Ek gösterge rakamları unvan, hizmet sınıfı ve derecelere göre farklılık gösteriyor. Ek gösterge yükseldikçe emekli aylığı ve emekli ikramiyesi rakamı da yükseliyor.

NE ZAMAN DEVREYE GİRECEK?

Düzenleme Ocak 2023'ten itibaren geçerli olacak.