Bursa Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Daire Başkanlığı ve Bursa Büyükşehir Gençlik Kulübü'nün düzenlediği 'Bursa Gençliği Sporun Yıldızları ile Buluşuyor' etkinliği kapsamında Okçuluk Milli Takım sporcuları Ulaş Berkim Tümer, Mete Gazoz, Muhammet Abdullah Yıldırmış, Türkiye Okçuluk Federasyonu Başkanı Abdullah Topaloğlu ve Milli Takım Antrenörü Göktuğ Ergin, Merinos AKKM'de sporseverlerle bir araya geldi.
"SÖZ VERDİĞİMİZ GİBİ KÜRSÜDE OLDUK"
Tokyo 2020'de Türkiye adına bireysel okçulukta ilk ve tek altın madalya kazanan Milli sporcu Mete Gazoz, "Olimpiyatlara bir madalya için gitmiştik. Ama hangi renk alırız o konuda şüphelerimiz vardı. Biz burada kesin şampiyon oluruz demek çok zor çünkü olimpiyatlarda çok fazla değişkenlik oluyor. Takım halindeki ilk katıldığım olimpiyat Paris'ti. O yüzden kestirmek biraz zordu fakat bir şekilde söz verdiğimiz gibi kürsüde olduk. Bence çok güzel oldu" dedi.
"PARİS 2024 BİREYSEL OLARAK BENİM İÇİN FRAGMAN GİBİYDİ"
Milli sporcu Ulaş Berkim Tümer, "Çok keyifli bir olimpiyattı. Bireyselde de fragman gibi oldu benim için. Bu olimpiyat süreci çok yorucuydu fakat keyifliydi" açıklamalarında bulundu.
"İLK OLİMPİYATIMIZDA MADALYAYLA DÖNDÜĞÜMÜZ İÇİN PARİS ÇOK KEYİFLİ GEÇTİ"
Milli sporcu Muhammet Abdullah Yıldırmış, "Bizim Ulaş'la çok heyecanlıydı çünkü ilk olimpiyatımızdı. İlk olimpiyatımızda madalyayla döndük, çok iyi geçti o yüzden" dedi.
"BİREYSELDE ALTIN MADALYA HEDEFİM VARDI"
Paris 2024'te bireysel performansı hakkında konuşan Gazoz, "Tokyo'dan itibaren bizim amacımız takım madalyası kazanmaktı aslında. Takım olarak en yakın bizdik ve aldık. Bireyselde de altın madalya hedefim vardı. Yarıştığım Koreli rakibimle maçımız aslında altın madalya maçıydı. Bu maçı alan altın madalya alacaktı. Ucu ucuna kaybettim. Demek ki o benden daha hazırmış, böyle şeyler biraz anlık oluyor. Paris'ten döndük, Los Angeles'a hazırlanmaya başladık" açıklamalarında bulundu.
Yıldırmış, "Seneye Dünya Şampiyonası var. O şampiyonaya odaklanıyoruz. 2027'de de 2028 Olimpiyatları'na kota almak için çalışacağız" açıklamalarının ardından okçuluğa nasıl başladığına değindi. Gazoz ise, "Okçuluğa 3 yaşında başladım. Babam da okçu, kendi bana ok ve yay yaptı. Ben okçuluğa böyle başladım. Babam 2004 olimpiyatlarına hazırlanıyordu. Öğretmenlik de yaptığı için hazırlık yapmaya çok vakti olmuyordu. Annemin yanından kaçıp babam antrenman yaptığında yanına gidip izliyordum. 8 yaşında Türkiye Şampiyonası'na gittikten sonra artık profesyonel olarak başladım" açıklamalarıyla okçuluğa nasıl başladığını anlattı. Okçuluk Milli Takım oyuncuları, okçuluk dışında basketbol ve masa tenisi oynamayı sevdiklerini belirtti.
"İLK YARIŞMAMDA KAYBETMİŞTİM"
İlk yarışmada sonuncu olduğunu belirten Mete Gazoz, "Küçükken kaybetmeyi kabullenemez ağlardım babamın kucağında. Babam da bana gülerdi. 'Olsun oğlum geçersin' derdi. 8-9 yaşındayken bir kere hakem kovalamıştım sahada, ağlarken benimle dalga geçmişti. Ben de hakemi okla kovalamıştım" açıklamalarıyla katılımcıları güldürdü.
MİLLİ OYUNCULAR TOTEMLERİNDEN BAHSETTİ
Okçuluk Milli Takım sporcuları totemlerinden bahsetti. Gazoz, totemleri olduğunu belirterek, "Bir ayakkabı veya saat aldığım zaman o ayakkabıyla iyi bir antrenman geçirmediysem bir daha o ayakkabıyı giymem. Saatte de mesela ok atarken ağırlığı etkilerse o saati normal hayatımda da artık takmam" şeklinde açıkladı. Ulaş Berkim ise, "Ok atarken elimize taktığımız bir bağcık var. Ben o bağcık kopana kadar bırakmam" diye totemini açıkladı.
"MOTİVASYON GELİP GEÇİCİ, DİSİPLİNLİ OLUNURSA BAŞARI GELİR"
Okçuluğa başlamak isteyen gençlere tavsiyeler veren Mete Gazoz, "Öncelikle okçuluğu seviyor olmaları lazım. Antrenman yaptıkları yere isteyerek ve güzel zaman geçirmek için gidiyor olmaları lazım. Güzel arkadaş ortamları kurmaları gerekiyor. Bizim üçümüzün amacı ve hedefi bir olduğu için iyi anlaşıyoruz. İsteyenlerin disiplinli olmaları gerekiyor. Motivasyon gelip geçici fakat disiplin elde edebilirlerse başarılı olabilirler" dedi. Ardından Ulaş Berkim Tümer, "Pes etmemeleri gerekiyor. Ben bu konuda çok ödleğim çünkü. Ben ilk milli takıma girememiştim, karamsarlığa kapılmıştım. Fakat şimdi buradayım. 9 yaşımdan beri bu işi yapıyorum fakat bırakmış olsaydım bunlar olmazdı. Kafaya taksıysanız devam edin" açıklamalarında bulunurken son olarak Muhammet Abdullah Yıldırmış ise, "Disiplinli olunursa bu spor yapılabilir" şeklinde konuştular.