Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Ay, ebeveynlerin çocuklarını konuşma çağından itibaren her gün suyuna, toprağına ve güneşine baktıkları bir bitki gibi düşünüp bu şekilde yetiştirmeleri gerektiğini söyledi.
Çocukların Allah’ın en büyük emaneti olduğuna vurgu yapan Ay, "Küçük yaşlardan itibaren onları sahura kaldırıp, teravih namazlarına götürerek menevi ortamlara dahil etmek geleceklerine yapılan en büyük yatırımdır" dedi.
Bursa Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emin Ay, Bursa Büyükşehir Belediyesi katkılarıyla Ramazan ayı boyunca Muradiye Medresesi’nde her akşam TRT Avaz ekranlarından canlı olarak yayınlanan Bursa Ramazan Akşamları isimli programa katıldı.
Sohbet arkadaşlarına ve cami cemaatleri ile yapılan sohbetlere dikkat çeken Emin Ay, "Sohbet bir konuyu müzakere etmek demek, Sohbet arkadaşlığına da sahabi deniyor. Sohbet Peygamber Efendimiz’den günümüze kadar gelen çok güzel bir gelenek. Öğretmen adaylarımıza tavsiyemiz hep şöyle olur. Öğrencinizle göz temasınızı kaybetmeyin. Göz temasında bir iletişim vesilesi var. Deriz ki çocuk için babasının gözündeki ışık çok önemlidir. Annesinin de kokusu çok önemlidir. Bunu bebeklik döneminden itibaren hisseder; dolayısıyla bir şeyler öğreniyorsa bu iletişim kanalının açıklığıdır. Yaygın din eğitiminin en verimli olanı cami sohbetleridir. Oraya gelen hiç bir kimse mecburiyet eseri olarak gelmiyor. Tamamen isteyerek geliyor. başka şehirlerden başka ilçelerden gelenler oluyor. İrlanda’dan takip ettiğini söyleyip sonra ziyarete gelenler oldu. Bize mesaj yazıp Avusturalya’dan bile "ne olur bizleri unutmayın" diyerek o havayı yaşayanlar oldu. O halde bu haz ve hız çağında günümüzde iletişim imkanlarının bizi bu tür sohbetlerden koparmak istediği şu anda modernizmin kıskacındaki insanlar olarak ruhumuzun sohbete ihtiyacı var. Bir cerrah arkadaşımız var. İyi bir kalp damar cerrahıdır kendisi, hadis sohbetlerine geliyor. Bazen arayıp "ameliyattan yeni çıktım; sohbet var mı" diyor. Ben kıyamıyorum gelmeseniz daha iyi, yorgunsunuz diyorum. Gelmeliyim hocam; ruhumun ihtiyacı var" diyor. Bedeni yorgun ama ruhunun ihtiyacını orada karşılıyor. Annesinin babasının kucağında camide bir süre bulunup sonra onların kucağında uyuyan bir çocuk camiye aşina olur. Böyle yetişen bir neslin çocukluğu da gençliği de çok rahat olur, cami sevgisiyle dolu geçer" dedi.
Fıtrat üzere doğan bir çocuğun anne babasının tesiri ile dinini seçtiğini belirterek; ebeveynlerin çocukları üzerindeki etkilerinin büyüklüğüne dikkat çeken Ay, "Bu sebeple konuşma çağından itibaren yavrularımızı sağlıklı yetiştirmeyi düşündüğümüz bir bitki gibi görelim. Nasıl bitkinin her gün suyunu, toprağını ve güneşini düşünüyorsak yavrularımızı da bitki gibi düşünelim. Onlar bize Allah’ın en büyük emanetidir" dedi.
Çocukların gönlünü hoş ederek onları sahura kaldırıp, teravih namazlarına götürerek manevi ortamlara dahil etmenin geleceklerine yapılan en büyük yatırım olduğunu belirten Emin Ay, "Ey iman edenler kendinizi ve çoluk çocuğunuzu ailenizin fertlerini, cehennem ateşinden koruyunuz" buyuran Rabb’imiz, aslında bize çok önemli bir yol gösteriyor. Neden acaba bizim çocuklarımızı kendimizden önce tuttuğumuzu bilen Rabbimiz önce kendimizi kurtarmamızı istiyor. Çok önemli bir konu. Çünkü uçaklarda da seyahat ettiğimizde "önce kendi maskenizi takmalısınız" diyorlar. Sonra çocuklarınız. Yani önce biz reşit olacağız ki sözlerimiz irşad edici olsun. Önce biz kendimiz salih olacağız ki çocuklarımıza sözlerimiz ıslah edici olsun. Önce biz bazı şeyleri bileceğiz ve uygulayacağız ki sözlerimiz çocuklarımıza tesirli olsun. Aile eğitimi tamamen bu örnekliğe dayalıdır" diye konuştu.