Görgüsüz zenginlerin görgüsüz çocukları karada havada her yerde. El yumruğunu yemeyen kendi yumruğunu balyoz zannedermiş. Bu modda gezinen bu modda kendini bir şey zanneden bir gençlik oluştu. İşin kötüsü çok daha beteri yolda, geliyor.
Çünkü aileler sözde özgüven adı altında çocuklarına "Yavrum ne yapıyorsun böyle şey yapılır mı?" Diye uyarmak yerine arkandayım yanındayım gibi sahte gazlar veriyorlar. Hepimiz şahit oluyoruz bir çok restoranta seyahatte kalabalık ortamlarda çocuklarının önüne tablet koyarak son ses çizgi film ya da bir müzik izletiyorlar ve öyle bir duruma geldik ki bu insanlar diğer insanların laf söylemesinden çekinmiyor, bizler laf söylemeye çekiniyoruz. Çocuklar bizim her şeyimiz. Ama bakın öyle bir yerde öyle birine denk gelirler ki sonra acil serviste çocuğunuzu bulursunuz. Çocuklarının altına en lüks arabayı verenler, küçücük çocuklara elektrikli Scooterları verenler, Utv, ATV ve buna benzer bir çok araçları düşünmeden çocuklarına verenler neden acaba ders almazlar yaşanan acılarlardan. Tamam kendi çocuğunuz belki önemsiz ama gerçekten o sizin serseri çocuğunuz dünya iyisi dünya tatlısı birinin eceli olabiliyor. Çocuklarınıza iyilik yapmıyorsunuz çocuklarınıza kötülük yapıyorsunuz. Görgüsüzlüğünüz sadece kılık kıyafetle sınırlı kalsın. Bu görgüsüzlüğünüzü çocuklarınıza her şeyi vererek devam ettirmeyin ki en azından belli bir nesli kurtarabilelim. Herkes sosyal medyadan şikayetçi ancak yine de herkes sosyal medyada. Öyle bir durum oluştu ki kendimizi eksikli zannetmeye başladık. Bakın toplumun yüz karaları, toplumda insanların nefret ettiği kişiler en çok takip edilen kişiler. Yahu gerçekten bize ne oldu? Nereye gidiyoruz?
Bir yerlere gidiyoruz ama hiç iyi bir yere gitmiyoruz...