Yıllar önce İznik Gölü kıyısında Basketbol ve Bursaspor’a dair sohbetlerimizde, Sezer Başkan hayallerini bize anlattığında, doğrusu Mete Megrel’le hem inanmak istiyorduk ona hem de Romantik Bursaspor’lu, çok zor bunları başarabilmek demekten de kendimizi alıkoyamıyorduk… Gerçi o sohbetlerin içinde inanmışlık ve Bursa sevdası her daim vardı. Ama Sezer Sezgin kardeşimin tutkusu ve heyecanı bambaşkaydı. Yokluklar içerisinde yapılan transferler, şehrin neredeyse hiç desteğini almaksızın yaşanan sıkıntılar, basketbol topunu bile almanın zorlukları, bizleri arabalara sevkederken, Sezer Başkan o her zaman kendinden emin tavırları ile Bursaspor’umuzun basketbolda da destanlar yazacağından emindi. Amiral gemisi Bursaspor Kulübünün neredeyse hiç bir desteği yokken bu hayaller nasıl gerçekleşecekti.

İşte o dönem Durmazlar Makina çıktı önce. Bursaspor basketbol takımının en azından kurulmadan dağılmasını engellemiş oldu, arkasında durdu. Durmazlar’ın desteği ile ayakta kalındı. Ve mücadele başladı.

O zor dönemlerde muhteşem Bursaspor taraftarının yaşattığı ambians önce Çekirge Spor Salonu sonra Atatürk Spor Salonunda, basketbolu sevenler için o kadar güzel ve alışılmadıktı ki, herkes birbirine, ‘mutlaka Bursaspor kaçına gelin, göreceklerinize inanamayacaksınız’ diyordu.Özellikle Atatürk Spor Salonunu hınca hınç dolduran Büyük Bursaspor taraftarı basketbol sporunu ve atmosferini başka bir seviyeye taşıyordu. Ve bu hem oynayan oyuncuları hem de basketbol severleri çok mutlu ediyordu. Bursaspor’da oynamak, oyuncular arasında özel birşey olarak anlatılmaya başlandı. Bu muhteşem seyirci desteği ile oynamak oyuncuların da performansını en üst düzeye taşıyordu.

Sezer Başkan, bir geçiş dönemi olan bu dönemde çok önemli bir manevra yaptı. Oyunuculuğu bırakıp bırakmama konusunda bocalayan Türk Basketbolunun beyefendi Ribaunt Kralı Nedim Yücel’i önce Bursaspor’a Menejer olma noktasında ikna etti, sonra da sportif tüm kararları bu centilmen profesyonele bıraktı. İşte aslında Bursasporumuzun basketbolda asıl devrimi bu’dur. Bu cesurca karar, bir anda Bursaspor’un basketboldaki geleceğine yön vermiştir.

Nitekim, Nedim Yücel yıllardır içinde olduğu bu basketbol camiasının dinamiklerine olan yakınlığı ve tecrübesi ile Bursaspor’u geldiği günden itibaren her gün bir adım yukarı taşıyarak, bu günlerin mimarlarının başında gelmektedir.

Şampiyonluk senesinde kurulan göreceli yeterli kadro, yine cesur bir kararla takımın başına getirilen Arda Vekiloğlu ile harika bir sezon geçirmiş, haftalar önce Süper Lige yükselme başarısı göstererek hepimizi onurlandırmıştır. Burada küçük bir ayrıntıya dikkat çekmek isterim: Süper Lige çıkan Bursaspor Basketbolu yönetenlerin ilgisini o kadar çok çekmiştir ki, Başkan Hidayet Türkoğlu ve neredeyse tüm TBF Yönetim Kurulu, Bursaspor’a şampiyonluk kupasını vermeye bizzat Atatürk Spor Salonuna gelmiştir.  Aslında o dönem Bursa’nın dinamiklerinin sahiplenmekten kaçındığı Bursaspor basketbol Sezer Sezgin Başkanlığında gümbür gümbür gelmekte ve aslında bu durum Bursa dışında heryerden rahatlıkla da görülmekteydi.

Sezer Başkan, o dönem futbolda gidişatın olumsuzluklarından basketbolla korumak için Başkan Ali Ay’ı da ikna ederek Bursaspor Basketbol A.Ş.nin de kurulmasına önderlik etti. Futbolda bir türlü yapılamayan bu hamle Basketbolun hakettiği gibi önünü açacaktı. Kargaşadan uzak kalınabilen bu dönemde Süper Lige yeni çıkmış Bursaspor Nedim Yücel önderliğinde rahat ve huzurlu bir şekilde transferlerini yaptı ve 1.lig kadrosundan kalan bir kaç tane gencin yanına maliyetleri az da olsa yetenekli yabancılarla Süper Ligde sahne almaya başladı. Bu dönem İzmir’e dönmeyi tercih eden Arda Vekiloğlu yerine oyunculuğu ile büyük başarılar kazanmış, taraflı tarafsız saygı duyulan Serkan Erdoğan takımın başına getirildi. İlk sezonda Bursaspor oynadığı basketbolla seyircisini gururlandıran ve fakat Süper Lig tecrübesizliğinin hemen atamayan bir görüntü sergiledi. Durmazlar’ın sezon başı sponsorluktan çekilmesi Basketbolun sadece Başkan ve Yönetim Kurulunun şahsi çabaları, İddia ve Televizyon gelirleri ile hayatta kalma çabası belki de en özel çabalardı. Sezer Başkan’ın o dönem yanında olan az sayıdaki büyük yürekli, fedakar Bursaspor dostlarına neden halen gözü kapalı bağlı ve minnettar olduğunu hep bu hikayede aramak gerekir.

Bursaspor Basketbolun çehresi ve vizyonu  ise yine Bursaspor tarihine damga vurmuş efsane Başkan Levent Kızıl’ın mensubu olduğu Kızıl Ailesinin ve tabi şirketleri Uludağ İçeceğin tarihi sponsorluk kararı ile büyük değişime başlamıştır. Tam da sezon başlamadan, transfer dönemi devam ederken Ömer Kızıl’ın önderliğinde verilen bu destek, bir anda çok zorlanılan ve pandemi ile şartların daha da zorlaştığı Bursaspor için adeta hayat öpücüğü olmuş, zaten temelleri sağlam atılmış bir yapının bir gökdelene dönüşmesinin yolu açılmıştır. 

Uludağ İçecek bu stratejik sponsorluktan bir yıl önce Avrupa’nın en prestijli basketbol organizasyonu Euroleague’in Final Four’unun Ana Sponsoru olmuş ve Basketbola olan Sevda’sını göstermişti ama Bursaspor Basketbol takımına sponsor olacağı ve böyle bir işbirliğine karar vereceğini hiç kimse tahmin etmiyordu. Ömer Kızıl büyük bir güven ve tereddütsüz bir yaklaşımla Bursaspor Basketbol takımının tüm güçleri ile yanında olacaklarını söyleyerek,  Frutti Extra Bursaspor’un oluşum kararını Sezer Başkanla paylaşmış ve karşılıklı güven ve saygı ile başlayan süreç Frutti Extra Bursaspor adıyla Avrupa markası haline gelinecek bir sürecin başlangıcı olmuştur.

Bundan sonra maddi sorun neredeyse yaşamayan Basketbol bu yeni dönemde hep akıl ile verilmiş müthiş bir profesyonel kararlarla, doğru transfer kararları ve kuşkudan uzak dürüst , şeffaf ve namuslu yönetim anlayışı ile aslında Süper Ligimiz için düşük sayılan bütçelerle alışkın oldukları başarıyı arttırarak devam etmişlerdir. 

Aslında bu başarıda sac ayaklarını iyi tahlil etmek gerekir. Zira taraftarın dilinden anlayan Sezer Başkan ve Yönetimi, Basketbol aklı ve tercihleri ile doğru antrenör ve doğru takım kurgusu hususunda artık başarısı yadsınamayan Nedim Yücel ve diğer tarafta Ömer Kızıl Başkanlığında müthiş bir sponsor ve profesyoneller ordusu. Tüm bunların harmanlanması, birbirlerini tamamlayan müthiş bir organizasyon yaratıyor. 

Geçen sezon ortasında takımı emanet ettikleri Dusan Alimpijeviç, tam anlamıyla parlıyor. Basketbolcu bilenler bir Koç’un molasından dönen takımın ne oynadığına bakıp rahatlıkla Koç’u değerlendirebilirler. Dusan’ın her molasından sonra sahada özel bir set izletiyoruz. Son Partizan deplasmanında uzatmaya getiren seti düşünün. Genç Dusan seçimi bile tek başına ulaşılan basketbol aklı seviyesini ortaya koymaktadır.

Playoff öncesi Anadolu Efes deplasmanında yine galip gelecek oyunu oynayan Frutti Extra Bursaspor bu maçı kaybetse de moral olarak üst seviyede kalmayı başararak gelmişti Belgrad’a. Yaklaşık 20 bin Partizan taraftarı önünde kazanılan tarifi zor zafer için Efsane Koç Obradoviç, ‘En ağır yenilgim’ diyerek bu zaferin anlamını tüm Avrupa’ya birinci elden bildirmiş olmaktadır.

Uzun süredir bu kadar sevinmeye aç bu taraftarın sevinci, gururu hep bu anlattığımız hikayenin içinde saklıdır.

Eurocup Frutti Extra Bursaspor için kendini ispat etme fırsatı olmuş, tüm bu anlatmaya çalıştığım dinamikler bunu çok da zorlanmadan ortaya koyduklarında Avrupa bizleri konuşur hale gelmiştir.

Haftaya Hırvat Cedevita ile birleşen Sloven Cedevita Ljubljana ile Slovenya’da çeyrek final maçına çıkacağız. Format gereği maalesef yine deplasman ve yine tek maç. Nedense finale kadar gideceğimiz içime doğsa da, bunu başarmanın çok zor olduğunu da vurgulamam gerekir. Ancak gününde olan bu kadronun yenemeyeceği takım yok, bunu da rahatlıkla söyleyebilirim…

Şimdi biz taraftarlara düşen önemli bir görev var, bu hikayenin devamı için sevgi ve desteğimizi göstermeli ve bu güzel takımı gidilecek son noktaya kadar desteklemeli ve başarıya değil, mücadeleye alkış tutmaya devam etmeliyiz.

Efsane Çekirge’den başladı, Belgrad’da ise devam etti sadece. Daha yapacak çok iş, kazanılacak çok başarı var. 

Frutti Extra Bursaspor tüm bu nedenlerle büyük bir başarı öyküsüdür,

Ve tabi bu güzel şehrin vazgeçilmez Gururudur…